Etkinlikler

Anadolu Aşıkları

Anadolu Aşıkları

Anadolu Aşıkları

Anadolu aşıkları, Anadolu topraklarını sazıyla sözüyle etkileyip gõkkubbede  hoş bir sada bırakarak ayrıldılar içimizden birer birer... Peki kimdir bu Anadolu âşıkları?

Aşıklar Diyarı Anadolu

Aşıklar diyarı Anadolu tarih boyunca nice aşığa mesken olmuştur. Çok sayıda aşık görüp tanımıştır. Anadolu toprakları bir baştan bir başa aşıklar diyarıdır adeta.. Onlar bu toprakların sesi ve sözü olarak Anadolu’nun sevgi ve hoşgörü kültürünü, kuşaktan kuşağa aşkla aktarmışlardır.

Çaldıkları sazlar, okudukları bozlaklar  hala söylenir gönüllerden gõnüle, nesilden nesile…  Her birinin farklı öyküleri, farklı çileleri var. Her birisi Anadolu insanının yaşadıklarını, hissettiklerini kendi tarzlarına göre dile getirmişlerdir. Yaşadıkları acılar, sıkıntılar onları daha da olgunlaştırmış, arkada muhteşem eserler bırakmalarına yol açmıştır.

Anadolu'da İz Bırakan Aşıklar

Buram buram Anadolu kokan türküleri onların ağızlarından duyduk, onlarla coştuk onlarla hüzünlendik.  Sazlarıyla ve sözleriyle bu toprakların sesi olan bu büyük sanatçılarımız peki kimdir? Aşık Veysel’dir, Muharrem Ertaş’tır, İhsan Ozanoğlu’dur, Neşet Ertaş’tır, Özay Gönlüm’dür, Mahzuni Şerif’tir,  Ozan Arif’tir, Daimi’dir, Aşık Reyhani’dir. Daha nice ozandır, aşıktır...

anadolu asiklari anadoluyugeziyorum.com

Anadolu’da iz bırakmış, son asırda yaşamış, 9 büyük aşıktan bahsedeceğiz sizlere. Yaşadıkları dönem ve özellikleri nelerdir? Memleketleri neresidir? Hangi albümleri ve plakları vardır? Ne zaman yaşamışlardır? Arkada bıraktıkları eserler hangileridir? gibi merak ettiğiniz tüm sorularınızın cevabını bulacaksınız bu paylaşımızda...

İçimizdeki gönüldağında yaşattığımız Anadolu'nun büyük âşıklarını  yakından  daha yakından tanıyıp hatırlamaya  ne dersiniz?

Anadolu Aşıkları  

Neşet Ertaş  (1958-2012)

anadoluyugeziyorum.com neset ertas

Neşet Ertaş Kimdir? Nerede doğmuştur ve yaşam hikayesi nasıldır? Meşhur türküleri hangileridir? Mezarı neredir? gibi soruların cevabını bu bölümde bulabileceksiniz.

1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde Abdallar köyünde dünyaya gelen Neşet Ertaş, kendisi gibi bir söz üstadı olan babası Muharrem Ertaş sayesinde müziğe başlar. Neşet Ertaş, arkasında imza attığı yüzlerce plak, çok sayıda albüm, birçok unutulmaz eser bıraktı.

Neşet Ertaş, kendisine ait türkülerin son kıtalarında “Garip” mahlasını kullanmaktadır. Ertaş, sazı ile hiçbir sanatçıya eşlik etmedi, sadece tek olarak çalıp söylemeyi tercih etti.

Ailenin ikinci çocuğu olan Neşet, çocukluğunda 8 sene boyunca Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri ve Yozgat bölgelerini gezerek ailesinin geçimine katkı sağlamaya çalıştı. Gittiği düğünlerde farklı müzik aletlerini kullanmayı öğrendi. Bu yüzden okula gidemedi. Babası Muharrem Ertaş , “Abdal Müziği” geleneğinin büyük ustalarındandır. Yazar, Yaşar Kemal tarafından "Bozkırın Tezenesi" olarak isimlendirilmiştir.

1957 senesinde İstanbul’da Neden garip garip Ötersin bülbül" "türküsü plak olunca Neşet Ertaş efsanesi başladı. Ertaş bu dönemde İstanbul’da fazla kalmadan iki sene sonra Ankara’ya döndü ve orada gazinolarda türkü söylemeye devam etti.

Bir ara Almanya’da kalan Neşet Ertaş, Türkiye’ye döndükten sonra kendisine “devlet sanatçılığı” teklif edildiğinde, ''Devlet sanatçısı olmak ayrımcılığa yol açar, ben halkın sanatçısı kalmayı tercih ederim'' diyerek bu ünvanı ve devletten para almayı kabul etmemiştir.

anadoluyugeziyorum.com anadolu asikleri

UNESCO tarafından yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüştür.

Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012'de İzmir'de tedavi gördüğü hastanede 74 yaşında yaşamını yitirdi. Ertaş'ın ismi  memleketi Kırşehir'deki caddelere ve okullara verilmiştir.

26 Eylül 2012'de, memleketi Kırşehir'de büyük  bir kalabalığın katıldığı cenaze töreni ile sonsuzluğa uğurlanan Ertaş, arkasında birçok eser bırakmıştır.

Bozırın Tezenesi Neşet Ertaş'ın arkada bıraktığı bazı albümleri : "Zahidem", "Gönül Dağı""Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Kibar Kız", "Gel Gayri Gel", "Türküler Yolcu", "Gitme Leylam", "Seher Vakti", Ağla Sazım", "Hata Benim", "Mühür Gözlüm" "Polis Lojmanları", "Benim Yurdum", "Gönül Yarası", "Zülüf Dökülmüş Yüze", , "Ölmeyen Türküler 2", "Ölmeyen Türküler 3", "Niye Çattın Kaşlarını", "Yar Gönlünü Bilenlere", "Garibin Dünyada Yüzü Gülemez", "Altın Ezgiler", "Gurban Olduğum"

Aşık Veysel  Şatıroğlu(1913-1973)

anadoluyugeziyorum.com asık veysel satiroglu

Aşık Veysel Kimdir? Anadolu aşıklık geleneği içinde yeri nedir? Yaşam öyküsü nasıldır? İsmi ile birlikte anılan türküleri hangileridir? gibi çok sorunun cevabını bu yazı içinde bulabileceksiniz.

Aşık Veysel Şatıroğlu, 1884 tarihinde, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde dünyaya geldi. Veysel'in iki kız kardeşi, çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Veysel, babasının hediyesi olan bir saz sayesinde, genç yaşlarda müziğe başladı, saz çalmaya başladı.

Önce başka ozanların türkülerini çalmaya başlayan Aşık Veysel, 1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı. O yıllarda Sivas Lisesi'nde edebiyat  öğretmenliği yapan Ahmet Kutsi Tecer, Aşık Veysel'in eserlerini ilk kaleme alan kişidir. 1931 yılında Sivas'ta düzenlenen "Halk şairleri bayramı"nın fikir babalarından birisidir. Aşık Veysel o yarışmada birinci seçilmiştir. 

Tecer'den  aldığı davet ile "Köy Enstütüleri"nde saz hocası olarak çalışmaya başlayan Aşık Veysel, Arifiye, Çifteler,  Gölköy ve Akpınar’da saz eğitim verdi.  Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 1965 senesinde, müziğe katkılardan dolayı kendisine maaş bağlandı.

Ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu, şiirlerinde yaşama sevinciyle  hüznü harmanlayan aşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden birisidir. 

anadoluyugeziyorum.com anadolu asiklari

"Atatürk'e ağıt", "Güzelliğin on para etmez","Uzun ince bir yoldayım"  "Beni hor görme", "Beş günlük dünya", "Derdimi dökersem derin dereye", "Dostlar beni hatırlasın", "Kahpe felek", "Kara toprak", gibi eserleri hafızalara kazınan ve Türkçe'yi en sade ve güçlü şekilde kullanan Aşık Veysel, Anadolu’da iz bırakan en önemli ozanlardan birisidir.

Aşık Veysel Şatıroğlu'nun hayatını öğrenmek için Tıklayın

 “Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” dizelerinin sahibi dünyaca ünlü halk ozanımız Âşık Veysel Şatıoğlu, 21 Mart 1973 tarihinde, doğduğu Şarkışla, Sivas’ta hayatını kaybetti.

Muharrem Ertaş (1913-1984)

anadolu asikleri muharrem ertas

Muharrem Ertaş Kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında neler biliyoruz? Muharrem Ertaş'in hayatı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Muharrem Ertaş türküleri nasıl ortaya çıktı? İşte merak edenler için Muharrem Usta'nın hayatı...

Halk ozanı Neşet Ertaş'ın babası Muharrem Ertaş, 1913 yılında Kırşehir’de dünyaya geldi. Müzik üzerine ilk eğitimini babası Zurnacı Kara Ahmet’ten öğrendi. İlk saz hocaları dayıları Bulduk Usta ve Yusuf Usta'dır.

Orta Anadolu’da babasıyla birlikte katıldığı düğün, sünnet gibi organizasyonlarda adını duyurdu. Bozlakların yanı sıra halay türünün de örneklerini çalıp söyledi; Karacaoğlan, Şeyh Galip, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu'nun deyişlerini seslendirerek halkı etkiledi.  Bazen de uzun hava içerikli türkülerde söylemiştir.

Muharrem Ertaş, gelmiş geçmiş en büyük bozlak okuyucusu olarak kabul edilmektedir.

Anadolu’da sazıyla sözüyle iz bırakan en önemli ozanlardan birisi olan Muharrem Ertaş, 1984 yılında, 71 yaşında hayatını kaybetmiştir. Muharrem Ertaş'ın mezar taşında şu sözler yer alır: İşte geldim, işte gittim / Güz çiçeği gibi bittim/ Yalan dünyada ne iş tuttum / Ömrüceğim geçti, gitti.

Mezarı Kırşehir’in Bağlar semtindedir.

muharrem ertas anadoluyugeziyorum.com

Büyük usta Muharrem Ertaş’ın arkada bıraktığı albümlerden bazıları:  "Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri", "Gönül Ne Gezersin", "Kısmet Kalktı Şu Ellerde Durulmaz" "Kırat Bozlağı", "Aldı Dert Beni", "Yağmur Yağdı Yine Bulandı Hava", "Yeni Geldim Dinek Dağı", "Şu Yalan Dünyadan Usandım", "Ağ Ellerin Sala Sala Gelen Yar", "Elâ Gözlerini Sevdiğim Dilber"

Özay Gönlüm (1953 -2000)

ozay gonlum anadolugeziyorum.com

Özay Gönlüm kimdir? Nereli? Kaç yaşında öldü?  Sözleri, şarkıları nelerdir? Biz de sizler için bu merak edilenleri araştırdık. İşte tüm merak edilenler... 

Özay Gönlüm, Denizli'nin Tavas ilçesinde 1953 yılında dünyaya gelmiştir. Lise yıllarından itibaren müziğe yatkınlığı ile dikkat çeken genç Özay’ı; 16 yaşında halk türkülerinin derleyicisi Muzaffer Sarısözen keşfeder. Bu tanışmanın da etkisiyle Ankara Radyosu’nda çalışmaya başlar. 

 Ege, özellikle de Denizli yöresinin türkülerini, sazı ve sesiyle tüm Türkiye’ye tanıtır. Çalıp söylediği Ege türküleri kadar, taklit yeteneği,  fıkraları ve kullandığı Denizli şivesiyle Türk Halk Müziğine ve folklorüne önemli katkılar yapar.

Yurtiçi ve yurt dışında çok sayıda konserler veren Özay Gönlüm, başta Denizli ve Kütahya yöreleri olmak üzere pek çok yöreden  çok fazla türkü derledi. Özellikle, "Asmam Çardaktan", "Cemile'min Gezdiği Dağlar Meşeli", "Denizli'nin Horozları" (Çil Horoz), "Çöz de Al Mustafa Ali", "Sultan Seccadesi",  "Osmanım'ın Mendili", "Adım Adım Denizli'nin Yolları", "Şu Dağlar Tepe Tepe" gibi türküleriyle meşhur oldu.

ozay gonlum heykeli anadoluyugeziyorum.com

Yaren adlı enstrümanı ile cura, bağlama ve çöğürü bir araya getiren Özay Gönlüm, 2000 yılında Ankara’da vefat etti. 

Âşık İhsan Ozanoğlu (1907-1981)

kastamonulu asik ihsan ozanoglu

İhsan Ozanoğlu kimdir? Nerede ve  hangi tarihler arasında yaşamıştır. Aldığı eğitim ve hayat öyküsü? Anadolu aşıkları arasında yer alan İhsan Ozanoğlu nasıl bir eğitim almıştır? Hayatı, yetiştiği ortam ve vermiş olduğu eserler nelerdir?

Âşıklık geleneğinin Kastamonu’daki son temsilcilerinden birisi olan İhsan Ozanoğlu, sadece bir saz şairi değil;  aynı zamanda edebiyatçı, öğretmen, gazeteci, müzik ve din adamıdır.

15 Nisan 1907 tarihinde Kastamonu’da doğan İhsan Ozanoğlu’nun babası Âşık Ahmet, döneminin ünlü bir mevlithânı olarak tanınmıştır. Ozanoğlu’nun annesi Hafıze Emine Hanım yine dinî mûsikî bilgisi ve birikimi ile aydın bir Türk kadını olarak yörede tanınmıştır. Öğretmenlik eğitimi alan İhsan Ozanoğlu Kastamonu’nun farklı okullarında öğretmenlik ve müze müdürlüğü yapmıştır.

Müziğe ilgisi çocukluğunda başlamış, Serkiz Ustadan Keman, Necmeddin Rıfattan Ud dersleri almış, uzun yıllar Tanbur çalmıştır. Saz çalmayı Âşık Hasan’dan öğrenmiştir. Ozanoğlu öğretmenliği sırasında keman ve mandolin dersleri vermiştir. Nefesli sazlar dışında tüm enstrümanları çalabilen Ozanoğlu, doğu ve batı mûsikîsi esaslarına vakıf bir müzik adamı olarak ayrıca nota ve saz dersleri de vermiştir.

ihsan ozanoglu kastamonu

Türkiye’de çok sayıda ozanla farklı tarihlerde atışan İhsan Ozanoğlu; 1975 yılında Konya’da Âşıklar Bayramına katılmış, burada “En kültürlü halk ozanı” ve “Âşıklar Babası” seçilerek ödüller almıştır.

Kastamonu Yöresine ait türkülerin ve halk müziği ezgilerinin TRT ve Devlet Konservatuvarları arşiv ve repertuarlarına kazandırılması konusunda  “Kaynak kişi” sıfatıyla emek veren Ozanoğlu üzerinden derlenen türkülerden bazıları şunlardır:  Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı, Benden Selam Olsun Bolu Beyine, Sıvastopol Önünde Yatan Gemiler,  Mapushane Çeşmesi, Demirciler,  Asker Katar Katar Olmuş Gidiyor”.

Bu türkülerin en çok bilineni “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsü olan Ozan'ın kabri Kastamonu merkez Duruçay köyündedir. 

Aşık Daimi (1932-1983)

anadoluyugeziyorum.com asik daimi

1932 yılında İstanbul’da doğan Âşık Daimi’nin asıl adı İsmail Aydın'dır. Aile olarak Erzincan Tercan’lıdır. Her iki dedesinin saz şairi olmasının etkisiyle küçük yaşta bağlama çalmayı ve aşıklık geleneğini öğrenmiştir.  Aşık Davut Sulari'nin yanında geleneğe, şiire ve türküye ilişkin yeni bilgiler öğrenmiştir.

Âşık Daimi, 1950 yılında İstanbul'dan ayrılarak Tercan'a yerleşir ve orada tamamen kendini müziğe âşıklık geleneğine verir ve yörede ismi iyice duyulur.  

1962’den sonra yeniden İstanbul'da yaşamaya başlayan ozan 1983 yılında burada vefat eden sanatçı geçmişi dolayısıyla “Daimi Baba”, “Tercanlı Daimi” gibi adlarıyla da anılmıştır.

1948 yılında "Bir seher vaktinde indim bağlara" dizesiyle başlayan ilk şiirini yazıp seslendirmiştir. Yaşamı boyunca arşivlere yüzlerce türkü kazandıran Aşık Daimi, TRT de bir dönem görev yapmıştır. En yaygın eserlerinin başında "Ne ağlarsın benim zülfü siyahım" türküsü gelir.

                                  Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım

Uzun yıllar birçok sanatçı ve ozana bağlama dersleri vermiştir. Türkiye ve Avrupa'nın çeşitli kentlerinde konserler vermiş, onlarca kaset ve plak doldurmuştur.

daimi plak anadoluyugeziyorum.com

Sezen Aksu, Ahmet Kaya, gibi çok sayida sanatçı, Aşık Daimi'nin eserlerini albümlerinde seslendirmişlerdir. Sezen Aksu; "Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” ve Ahmet Kaya "Gitme turnam, gitme" adlı eserlerini yorumlamıştır.

Mahzuni Şerif (1940-2002)

anadoluyugeziyorum.com  asik mahzuni serif

Mahzuni Şerif kimdir? Nereli? Asıl ismi nedir ve kaç yaşında öldü? Sözleri, türküleri, plakları nelerdir? Biz de sizler için bu merak edilenleri araştırdık. İşte tüm merak edilenler...

Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939'da Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. 1956 yılında kendi köyüne ilkokul gelmesiyle birlikte birlikte buradan mezun oldu.

Bağlamaya amcası Aşık Fezai (Behlül Baba) sayesinde merak saldı.

1955 yılında, sonradan Ankara'ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu'na kaydoldu. 1959'da Ankara Ordonat Tekniker Okulu'nda eğitim almaya başlar. Yaşanan siyasi olaylarında etkisiyle okuldan ayrılır ve 1961'da Kuleli Askerî Lisesi'nde girmişse de maddi zorluklardan dolayı eğitimini yarıda bırakır ve kendini tamamen müziğe verir.  “Mahzuni Şerif”, mahlasıyla Türkiye’de 1960 ve 1970 yıllarda adı iyice duyulur. Âşıklığını şarkı yazarlığına da dönüştürmüş, dönemin en sevilen ozanlarından birisi olmuştur.

Aşık Mahzuni, "Han Sarhoş Hancı Sarhoş", "İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım", "Yalan Dünya", "Dom Dom Kurşunu", "Yedin Beni","Yalan Dünya", "Yuh Yuh", "Fadimem", "Gül Yüzlüm", "Ciğerparem", "Merdo", "Dostum Dostum", "Han Sarhoş Hancı Sarhoş", "Çeşmi Siyahım", "Yalan Dünya", "Ağlasam mı?", "Abur Cubur Adam", "Katil Amerika" ve "Ekmek Kölesi" gibi birçok esere imza attı. Müzik yaşamı süresince bazı dönemler hapishanelere girmiştir.

Mahzuni Şerif, 2002 tarihinde Almanya Köln kentinde vefat etti. Vasiyeti üzerine Nevşehir'in Hacı Bektaş ilçesine gömüldü.

aşık mahzuni kabri

Vefat ettiğinde, mahkemelerde sonuçlanmamış çok sayıda davası vardı. Aşık Mahzuni’nin 453 plağı, 58 kasedi ve yayımlanmış 8 kitabı bulunuyor. Ayrıca TRT tarafından hakkında çekilmiş 2 belgeseli var.

Aşık Mahzuni Şerif, 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi.  Aşık Mahzuni'nin türküleri pek çok sanatçı tarafından seslendirilmiştir.

Ozan Arif (1949-2019)

anadoluyugeziyorum.com anadolu asikleri

Giresun'un Alucra ilçesine bağlı Hapu köyünde 1949 yılında dünyaya gelen Arif Şirin, ilk ve orta öğrenimini Samsun'da tamamladı. Arif Şirin, ortaokul yıllarında çok sevdiği bağlama ile tanıştı.  “Ozan Arif” mahlasını okul müdürü verdi. 

Üniversitede öğretmenlik eğitimi aldıktan sonra uzun yıllar köy okullarında öğretmenlik yapan Arif Şirin, ilk plağını 1974 ilk kasetini de 1977 yılında çıkardı. 1979 yılında öğretmenlikten istifa etti ve 12 Eylül 1980 sonrasında gittiği Almanya’da 11 yıl kaldı. 1980 sonrası kendini tamamen müziğe veren Ozan Arif şair, bestekâr ve söz yazarı kimliğiyle öne çıktı.

“Bu Memleket Hepimizin”,  “Korkum Yok”, “Destanlarda Bul Beni “ ve “Bitsin Bu Hasret”, "Turan Türküsü" çıkarmış olduğu albümlerinden bazılarıdır.

anadoluyugeziyorum.com anadolu asikleri

Samsun'da 70 yaşında hayatını kaybeden  "Ozan Arif", Türkiye’de iz bırakan ozanlardan birisi olarak tarihte yer aldı.

Aşık Reyhani  ( 1932 – 2006)

anadolu asikleri anadoluyugeziyorum.com

Anadolu aşıkları içinde önemli bir yere sahip Aşık Reyhani kimdir? Asıl adı nedir, nerede yaşamıştır? Verdiği eserler ve yaşam hikayesi ile ilgili merak ettiğiniz bilgileri burada bulabilirsiniz.

Aşık Reyhani,  Erzurum Hasankale Alvar Köyü’nde 1932 yılında doğmuştur.  Esas ismi Yaşar Yılmaz’dır. Küçük yaşlarda köyüne gelen âşıklardan  ve eline geçen  okuduğu halk hikayelerinden etkilendi.  Aşık Reyhani  katıldığı yarışmalarda ödüller aldı ve âşıklığa vererek aynı zamanda şiirler yazmaya başladı. 1980'li yılların başlarında Erzurum'da bulunan Doğu Ozanları Derneğinin başkanlığına getirildi.

Reyhani, sevdiği kızla evliliği üzerinden birkaç ay geçmeden evliliği huzursuzluğa dönüştü. Bunun üzerine  ailesi kızlarını alarak başka biriyle evlendirdiler. Bu olay sonrasında Aşık Reyhani, kendini türkülere verdi, şiirler yazmaya başladı.  Bayburtlu Âşık Hicrani tarafından kendisine “Âşık Reyhani” mahlası verildi.

anadoluyugeziyorum.com reyhani yasar yilmaz

Eski âşıkların dışında, Cevlani, Efkari, Huzuri Baba, Nihani, Gülistan Çobanoğlu gibi âşıklardan dersler alarak kendisini iyice yetiştirerek adını Türkiye’de duyurdu.

2006 yılında Bursa’da vefat eden Reyhani, Çok sayıda radyo,  televizyon programı ve  organizasyona katıldı.  Aşık Reyhani'nin, kaleme aldığı  "Alvarlı Reyhani" (1962), "Böyle Bağlar" (1966), "Kervan" (1988) "Şu Tepenin Arkasında" adlı türkülerini yazıp seslendirdi. 

Önerilen Yazılar

>>>> Türk Filmlerinin Çekildiği Anadolu şehirleri

>>>> Türkiye'nin En Kalabalık  10 Şehri

 

 ANADOLUYUGEZİYORUM.COM

Sosyal Medya Hesapları İçin TIKLAYIN!

      

 

0 Yorum

Yorum Yap